Internet Bankacılığı Dolandırıcılığı

Internet Bankacılığı Dolandırıcılığı

Bankanın internet bankacılığı teknolojisinin imkân verdiği önlemleri almaması, müşterinin hesabının boşaltılmasında müşterinin kusurlu olduğunun ispat edilememesi durumunda, banka hafif kusurundan dahi sorumludur.

T.C YARGITAY

11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/2409
Karar No: 2017/5249
Karar Tarihi: 11.10.2017

İNTERNET BANKACILIĞINDA MÜŞTERİNİN OLUŞAN ZARARINDAN HAFİF KUSURLU DA OLSA BANKA SORUMLUDUR.

Taraflar arasında görülen davada … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen tarih ve 2015/148- 2015/947 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili; müvekkilinin davalı bankanın müşterisi olduğunu, 03.08.2006 tarihinde müvekkilinin mevduat hesabına internet üzerinden üçüncü kişiler tarafından giriş yapılarak mevcut 9.759,74 TL’nin 3.500,00TL’sinin … isimli şahsa havale edildiğini, aynı tarihte aynı şahsa 2.700,00 TL daha havale yapıldığını, banka tarafından gerekli önlemlerin alınmaması nedeniyle müvekkilinin mağdur olduğunu sürerek, 6.200,00 TL’nin 03.08.2006 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalı bankadan alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; zamanaşımı definde bulunmuş ve müvekkili tarafından gerekli tüm önlemlerin alındığını ancak davacının kişisel bilgisayarıyla ilgili önlem almamasından müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalı banka tarafından davacının internet bankacılığı şifrelerinin davacı müşteriden ve onun kullandığı bilgisayarlardan ele geçirildiği hususunun ispatlanamadığı, objektif özen borcu altında olan bankanın gerekli güvenlik önlemlerini almadığı ve hafif kusurundan dahi sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 6.100,00 TL’nin 03/08/2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 311,69 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 11/10/2017 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY
Dava, davacının şifresinin üçüncü kişilerce kullanılmak suretiyle davalı banka şubesinde mevcut hesabından yapılan işlemler yoluyla gerçekleşen zararın davalı bankadan tahsiline yöneliktir. Mahkemece dosya üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda alınan raporda, zarara yol açan eylemlerin bizzat davacının saklamakla yükümlü olduğu kişisel bilgileri kullanılmak suretiyle
gerçekleştirildiği, davacının kişisel bilgilerinin ne şekilde ele geçirilmiş olduğu konusunda bir değerlendirme yapılamayacağı belirtilmiştir. Ancak taraflar arasındaki sözleşmede davacının kişisel bilgilerini korumak, üçüncü kişilerin eline geçmesini engellemek konusunda taahhütte bulunduğu açıktır. Bu durumda, davacının kişisel bilgilerinin başkalarınca öğrenilmesinde ve buna bağlı olarak ortaya çıkan zararlı sonuçta kusurlu olduğunun kabulü gerektiği ortadadır. Davacının kişisel bilgilerinin suç teşkil eden bir eylemle elde edilmiş olması sonuca etkili olmayıp ortaya çıkan zararlı sonuçta davacı kişisel bilgilerini saklamakta yeterli özeni göstermemesi nedeniyle, davalı banka ise kusurlu da olsa bilgisayar güvenliğini sağlamakta yetersiz kalan mudilerinin olabileceği gerçeğinden hareketle, kullanıcılar için ek güvenlik önlemlerini zorunlu kılmamış olmaktan ötürü kusurlu sayılmalıdır. Bu nedenlerle Dairemiz çoğunluğunun kararın onanmasına ilişen görüşüne
katılamıyorum.

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir